Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK), Siyonist İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarının giderek artmasıyla birlikte gündeme gelen acil oturumu erteledi. 16 Ekim 2023 tarihinde yapılması planlanan oturumun ertelenmesi, dünya genelindeki birçok ülke ve insan hakları savunucusu tarafından büyük bir hayal kırıklığıyla karşılandı. BMGK'nın bu kararı, bölgedeki sıcak atmosferi daha da gerdi. Peki, BMGK’nın acil oturumunu ertelemeye sevk eden nedenler nelerdir ve bu durum bölgede ne gibi etkiler yaratacak?
BMGK'nın oturumunu erteleme kararı, birkaç faktörle bağlantılı olarak şekillendi. Öncelikle, bazı üyelerin oturum tarihine kadar meseleyle ilgili yeterli bilgi ve veri edinmek istemeleri, toplantının ertelenmesine sebep oldu. Diğer taraftan, oturumun yapılmaması yönünde baskı yapan ülkeler de dikkat çekiyor. Özellikle, ABD’nin, İsrail’e olan yakınlığı nedeniyle bu durumu desteklediği ifade ediliyor. Washington yönetimi, uluslararası bir müdahale çağrısının yükselmesini istemediği için, toplantının zamanlamasında değişikliklere gitmeyi tercih etti.
Ayrıca, oturum öncesinde yaşanan etkileyici insani krizin derinleşmesi, BMGK üyeleri arasında tartışmalara neden oldu. BMGK'nın bu durumu ele almak için daha fazla zaman harcama kararı, toplantının içeriği ve alınacak kararların niteliği üzerinde de yoğun tartışmalara neden olmuştur. Birçok ülke, bu oturumun önemine dikkat çekse de, özellikle İsrail’in silahlı çatışmalarına yönelik tavırlarını yumuşatmak için erteleme talep edenler arasında bulundu.
Gazze'de, bu oturumun ertelenmesi, yerel halk ve insani yardım kuruluşları için oldukça olumsuz bir durum yaratmaktadır. Gazze Şeridi’nde, saldırıların ve saldırıya uğrayan sivillerin sayısı her geçen gün artmaktadır. Oturumun ertelenmesi, özellikle insani yardımların ulaştırılması konusunda sıkıntılara yol açacak gibi görünmektedir. Yerel sakinler, su, gıda ve barınma gibi temel ihtiyaçlarını karşılamakta zorlanmakta ve yardımların ulaştırılmaması nedeniyle yaşam koşulları giderek kötüleşmektedir.
Ertelemenin bir diğer etkisi de diplomatik ilişkilerdeki gerginliktir. BMGK'nın harekete geçmemesi, bazı üyeler arasında güven kaybına neden olabilir. Ülkeler, kriz anlarında hızlı ve etkili kararların alınması gerektiği görüşündedirler ve bu durum BMGK’nın etkinliğini sorgulatmaktadır. Gazze’de yaşanan çatışmalar devam ederken, BMGK’nın erteleme kararı, uluslararası toplumu harekete geçirmeye yönelik bir çağrının önünü tıkamakta, böylece barış için atılacak adımların gecikmesine yol açmaktadır.
Sonuç olarak, BMGK'nın Gazze üzerindeki acil oturumunu ertelemesi sadece bir toplantının iptali değil; aynı zamanda bölgedeki insani durumun kötüye gitmesine, diplomatik gerginliklerin artmasına ve uluslararası toplumda güven kaybına yol açacak bir gelişmedir. Bu durumun getirdiği endişeler, gelecekteki BMGK oturumlarına ve uluslararası müdahale ihtimaline dair tartışmaları daha da alevlendirecektir. Gazze'deki insani krizin çözümü için acilen adımlar atılması gerekmektedir ve bu tür ertelemeler, dünya genelindeki barış arayışlarını sekteye uğratmaktadır.