Denizli'nin Honaz ilçesi, geçen günlerde yaşanan bir trajedi ile sarsıldı. Kocabaş Mahallesi'nde ailesinin yanında oyun oynarken kaybolan 4 yaşındaki Nazlı Şeşen için, başta ailesi olmak üzere tüm mahalle halkı büyük bir üzüntü ve endişe içerisindeydi. Nazlı'nın evin önünde kaybolduktan sonra ailesi hemen durumu 112 Acil Çağrı Merkezi'ne bildirdi. Arama çalışmaları başlatıldığında, ne yazık ki olayın sonu acı bir şekilde sonuçlandı. Küçük kızın cansız bedeni, kaybolduğu yere 5 kilometre mesafedeki Aksu Deresi'nde bulundu. Bu olay, hem bölge halkı hem de Türkiye genelinde kayıpların bulunması ve güvenli çocuk ortamları konusunda tartışmalara yol açtı.
Nazlı Şeşen'in kaybolduğu bilgisi üzerine, bölgeye hızla AFAD (Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı), jandarma ve Denizli Büyükşehir Belediyesi'ne bağlı su altı arama ve kurtarma ekipleri sevk edildi. Ekipler, Nazlı'nın en son görüldüğü yer olan mahallenin çevresinde, yoğun bir arama çalışması başlattı. İhbar yapıldığı andan itibaren mahallede bulunan herkes, küçük kızı bulmak için seferber oldu. Ekipler yapılan aramalarda demir yolunu ve yakındaki dereleri titizlikle kontrol etti. Dalgıçlar, özellikle Akbaş Barajı’nın su seviyesinin düşmesiyle birlikte dere içindeki incelemelere de ağırlık verdi. Ancak, tüm çabalara rağmen küçük kızın bulunması için saatler geçmesi gerekiyordu.
Bugün saat 15.30 sıralarında, arama çalışmaları sonunda Nazlı Şeşen'in cansız bedeni Aksu Deresi'nde dalgıçlar tarafından bulundu. Küçük kızın cesedi, kaybolduğu yere tam olarak 5 kilometre mesafede suyun içinden çıkarıldı. Bu durum, aileyi ve tüm mahalleyi derin bir üzüntüye boğdu. Olayın ardından sosyal medya platformlarında, yaşanan bu trajik olay hızlıca yayıldı ve birçok kişi başsağlığı mesajları paylaştı. Nazlı'nın kaybolduğu günden bu yana, aile ve komşuları hiç umudunu kaybetmemiş, bir an olsun küçük kızlarının dönmesini beklemişti. Ancak trajik olay, onları sarsıcı bir gerçekle karşı karşıya bıraktı.
Bu olay, toplumda çocuk güvenliği ve kaybolma olaylarının önlenmesi konusunda ciddi tartışmalara yol açtı. Aileler, çocuklarının güvenliği için ne kadar dikkatli olmaları gerektiği üzerine düşünmeye başladı. Yerel yönetimler, bu tür durumların yaşanmaması için açıktan bir çağrıda bulunarak, toplumu bilinçlendirme çalışmalarına hız verilmesi gerektiğini ifade ettiler. Öte yandan, kaybolan çocukların bulunması ile ilgili daha etkili sistemlerin hayata geçirilmesi, bu tür trajik olayların önlenmesinde önemli bir adım olacaktır.
Nazlı'nın kaybolma hikayesi ve trajik sonu, yalnızca bir aileyi değil, tüm toplumu derinden etkiledi. Böyle bir acının tekrar yaşanmaması adına, herkesin üzerine düşen sorumlulukları yerine getirmesi, çocuk güvenliği konularında daha fazla önlem alınması gerektiği bu olayın acı bir hatırlatıcısı oldu. Nazlı Şeşen'i kaybetmenin üzüntüsü içinde, toplum olarak, çocuklarımızın güvenliği için daha dikkatli olmamız gerektiğini unutmamalıyız.